16 Aralık 2013 Pazartesi

...

   


Şu an nasıl mutlu olduğumu görmen gerekirdi  çünkü ben ne kadar anlatsam da bildiğim kelimelerle yetmeyebilir... Dün gece uyuyamıyorum diye ettiğim dualar ters etki yapıp uykumu kaçırdığı için sabaha kadar uyumadım ...zaten canım sıkkındı yine geleneksel ağlama günlerimden biriydi sanırım yatıp kalkıp ağladım istediğim hiç bir şey olmuyor ... her şeyin sonucu açıklanıyor ve ben kaybediyorum diye ... neyse bir ara dalmışım iki saat sonra tekrar uyanıp koşturmaca işlerimi halledip geldim uyudum uyandığımda saat gece yarısını geçmişti zaten ... öyle böyle biraz oturdum sonra resim yaptım önce portre yaptım kafası kocaman vücudu küçük bir kız çizdim ama rüyanda görsen korkarsın sonra dedim ben hiç manzara çizemedim beceremiyor muyum acaba dedim ve sonra anladım ki hakketen o konuda yeteneksizim ... babam hep derdi zaten sen de yetenek yok kendini kandırma iki çizik attın diye ..sonra resim kağıdının tersini çevirip oraya iki üç tane dağ kondurup ortada doğduğunu hayal ettiğim ama asla inanmadığım bir güneş koydum ...aslında bu bir deniz manzarası olmalı diyip dağın hemen önüne okyanus hayal edip ayak bileklerimi geçmeyen taşlı, boklu bir dere çizdim sonra baktım olmayacak bıraktım kağıdı kalemi ben blog yazim dedim ...sayfama girdim... 
okumaya başladım 
bir taraftan okuyorum bir taraftan gülüyorum bir taraftan da engel olamıyorum ağlıyorum yani ama nasıl güzel bir şey anlatamam ... en az beş kere okudum..kalın kafalı mısın tek seferde anlamadın mı diyebilirisiniz ama öyle zevkliydi ki okumak... ayrıntıları kaçırmak istemedim ...
  Hep ben kendimi anlatırdım en güzel kelimeli seçip kendime kombin eder giydirirdim...Çok az insanı severiz demiştim ya o çok az insandan biri benim için ... her şeyimi paylaşıp yanında kolay kolay salya sümük ağlayıp böğüre böğüre gülebileceğim istediğim kadar saçmalayabileceğim biri ... ''Erik ''
sana ''haklısın'' demekten hiç yorulmayacağım sanırım ..
bence yazmak yaşamak gibi bir şey ve sana çok yakıştı ... hemen bu yazının ardından kendime benim olduğumu kimsenin bilediği bir blog açıp her şeyi rahat rahat yazıcam ...belki o zaman geceleri  daha rahat uyurum ... ya da günlüklerimin saklı olduğu kutuyu açıp artık birileri okusun da anlasın  filan diye mi beklemeliyim bilmiyorum ... şimdi kim ne der diye  düşünmeden yazıcam ... belki de bana iyi gelen şey gerçekten bu ... kimseyi kırmak istemiyorum diye diye beni yaralayan insanlardan kaçmak da bir çözüm müydü bilmiyorum... kaçmak çok kolay ve benim hiç düşünmeden beynimi hiç kullanmadan sonra nolur demeden yaptığım bir şeydi ... kapıyı çarpıp çıkarsam beni durdurun olur mu ...şehrin kapısı olsa o kapıyı da çarpıp gidicem o derece ...
  hiç silmeden yazıyorum şu an mesela yukarı dönüp baksam kim bilir kaç cümleyi bu olmamış bu çok alakasız salak mısın kızım sen ne anlatıyosun diye silerim muhtemelen ...eylem bildirmeyen öyle hareketsiz duran cümleler varsa ben de onlardan kurabilirim ...
 huzur isteyen insanlar emin olun bir yerlerde huzursuz olmuştur ... kimse mükemmel değildir kabul .. ama benim için mükemmel insan var işte ...siz de bunu kabul edin ...
bak nerden hangi alakasızlığa geldim işte ...



seniçokseviyorumerikbeniçokmutluettinhemdeçokmutluluktanağlamayıözlemişimhaberimyokmuş


15 Aralık 2013 Pazar

Günaydın...

Çok büyük ihtimalle sabah bakacaksın bloguna ve bu yazıyı okuyacaksın. En geç akşam saatlerinde görürsün ki şu an fark ettim, ne zaman okuduğun önemli değil aslında. Önemli olan okuman yani. Benim kim olduğumu sen biliyorsun zaten de bir ihtimal bu yazıyı okuyan başka birileri olabilir diye blog sahibi olmadığımı belirteyim ben. Bana "erik" diyebilirsiniz...

Şimdi çıtırdan gelelim benim bu blogu yazma sebebime. Biraz genelden başlarsak hayat çok zor
. Bu zor hayat içerisinde de insanın bir yerden destek almak istemesi, sevdiği bir şeyi yaparak zaman geçirmesi, biraz rahatlama isteği duyması da gayet normal. Ama kimi zaman bizi neyin mutlu ettiğini, neyin huzurlu hissettirdiğini unutuyoruz. Yazının amacı da bu zaten. Daha fazla hatırlayabilmen bunları...
Topraağaaam... Seviyorsun abi yazı yazmayı. Ama yazıyı yazmayı seviyorsun yani. Ee o zaman çok önemli mi ki senin orada ne yazdığın, ne anlatmaya çalıştığın? Problem mi sosyal mesaj verip, veremediğin? Yaz gitsin ya. Sen mutlu olduktan, biraz kafanı dağıttıktan sonra önemli mi lan bunlar? Zaman mı ayıramıyorsun eskisi gibi? Birbirimizi kandırmayalım öylee inaanılmaz dolu hayatlarımız yok ikimizinde...  Bak ben bile sabah sabah bunları yazıyorum nasıl hoşuma gitti anlatamam. Arada da bakıyorum üst satırlara "nasılım lan acaba?" diye, bildiğin götüm gibi yazmışım ama düzeltmiyorum hiç bişiyi. Böyle daha samimi geldi devam ediyorum. Zaten yazının samimiyetini beğenmezsen hiç bir tutar yanı kalmıyo açık konuşayım... Ama yinede okuduktan sonra sil bence yayınlarından bunu. Bozulmam yani... Belki biraz... Şaka yapıyorum şaka. Belki de yapmıyorum. Nese bunları yüzyüze konuşalım

Eğer ki blog yazmanın bi amacı olmalı ve bi sonuca bağlamam gerekiyorsa da senin yazmanı istiyorum ben. Çünkü sana iyi gelecek. Hatta senin için tumblrdan bulduğum gif. de bunun görseli yani. Aç bir tane de isimsiz hesap, giydir abi herkese; rahatla biraz geceleri de rahat uyu. 66 dua falan onlarla olmicak belli yani. Söyleyecek, yapacak çok şey var da o göt bizde yok dedik ya, sen burdan başla benim de ilham kaynağım ol. Bende artık kendimi resimem mi veririm, şiir mi yazarım bilemem. Hem zaten insanlar yerine kelimelerle aranın iyi olması daha güzel. Onlar senin sinirlerini bozmaz, trip atmaz, arkandan konuşmaz. Bildiğin daha iyi dost onlar benden iyi olmasın tabi.  

Ben yavaştan kaçıyorum saat 8 oldu resmen... Uykum da geldi de yalnız uyuyacağımı bildiğim için odaya çıkasım gelmiyo pek. Yani şunu diyorum; benim ve birçok insan için sevdiği insanla beraber uyuyabilmek  bile büyük olay. Öyle uyumak için kitap okumasına falan gerek yok yani... Okusa şahane olur belki ama resmin tamamını unutmamak lazım :)

Seni çok öpüyorum... Ha bu arada... Günaydın


6 Aralık 2013 Cuma

Merhaba

Herkes birilerini özlüyor
ben kendimi özlemişim
saçma filan değil çok ciddiyim ...
herkes yalnız kalmayı sevmez ...benim kadar çok konuşan bir insanın tek kalması kıyamet gibi bişey olabilir... 
çünki karşısına çıkan ilk kaşı gözü olan yaratığa bütün dünyayı anlatıp onu intihara teşvik edebilir... 
ama ben gerçekten aylardır hatta bir yıldır iki kelimeyi bir araya getirip şuraya yazamadım ..çünki ben son zamanlarda hep sinirliyken ,üzgünken günlüklerime yazıyordum ve her gün yazdığım bile oluyodu ... sonra onları okumaya kalkınca bi gün yırtıp atmak geliyo içimden ... ama bütün yaşadığım günlerden sayfa sayısını çıkarınca  hoşuma gitti ... yok ya o kadar da kötü değilmiş dedim ... en kötüyü düşünür olmuştum ... o ne der aman bu ne söyler... hep kızdığım insanlar gibi düşünmeye başlayınca sen sen olmuyorsun ...özgürlüğün kısıtlanıyor ... sen hani bulutların üstünü çok severdim ... piyano sesine aşıktın ... hani bütün çiçekler aslında senindi .. hani çikolatadandı senin hayallerin ...her şey çok tatlıydı senin dünyanda hani ... hani İstanbul , yakınken kaçmak istediğin uzakken özlediğin sevgilindi... hani en sevdiklerin seni en sevenlerdi ...ve hani  '' benim için değerlisin '' dediğin kimse seni üzmezdi ... 
ben ''kendim''e geldim ... mutluluk günlüğümde yazdığım imla kurallarını yıkmış çarpık çurpuk bir türkçeyle kurulmaya çalışılmış tek çirkin cümle umrumda bile değil ... ben iyiyim ... 
hayatta çok insan ilham vermez size 
çok insan için '' ayyy çok tatlı ya '' '' çok iyidir o melektir çok severim'' deriz ama aslında çok az insanı gerçekten severiz .. çok az insana tüm kalbimizle güveniriz .. en azından ben öyleyim ... '' saygım sonsuz ama nefret ediyorum '' diyebileceğim çok insan sayarım ... değer vermediğim insan beni üzebilir mi bilmiyorum .. tamam o konuda söz veremiyorum ... hafif duygusal biri olabilirim ama ben bir yay burcuyum arkadaşlar ... dehşet duygusal bir insan olmamalıyım değil mi ... bu kısımlara girersem çocukluğuma uğramak gerekebilir...şiirlere, şarkılara biraz dokunmak gerekebilir... o yüzden söylemek istediğim şu ki.. uç noktalarda yaşamak zor ... orta yol diye bir şey yok .. ya çok mutlu ya da çok mutsuz ... ya olsun .. ya da olmasın ... net olsun her şey ... istesem de istemesem de bu böyle ... bence ağlamak da güzel ... ağlayamayan insanları hiç anlayamadım zaten ... biri ben hayatımda hiç ağlamadım dediğinde bir güzel dövüp hadi canım bu da sana ilk olsun ağla şimdi ilkler unutulmaz filan diyesim geliyor yalan yani inanmayın öyle şeylere ... benimle ağla ya benim üstüme filan sil burnunu doğal olsun yeter ki her şey ... yeter ki tek bir zerresine sahtelik karışmasın ..bırak yastık kılıflarına aksın makyajım ...dimi ... romantik filimde ağlanır ...komik filmde gülünür ....küçükken komedi filmini açıp bu korku diyip beni bıraksalar ben dehşet içinde bakardım kesin ... 
neyse öyle işte .. 
bugün dünden daha güzel ....

   

4 Aralık 2013 Çarşamba

: )

pamuk helvayı hala çok seviyorum hem de çok ...
hala tatlı şeyler yediğimde tatlı olacağıma inanıyorum ... bunu çok seviyorum ...
sağ yanağımdan öpen birisi soldan da öpmek zorunda ...
bütün renkleri çok seviyorum
sinirlenince çok komik oluyorum ...
luna parka gitmeyeli yıllar oldu ...
dans etmeyi hala çok seviyorum
kediler çok şekerler benim kedim olsaydı adı kesin minnoşlu tatlişkolu bişeyler olurdu bence ...
ellerimle suratımı kapatırsam beni bulamazsın ki ...
burnumu ısırmak yerine öpsen olmaz mı
ben uyurken bana kitap okusan hoşuma gidebilir


Ne diyo bu ?




  Tuz koymayı unuttum diye döktüğüm bir tencere pilav yüzünden mi her şey ... gerçekten bunun bedelini mi ödüyordum acaba ... Nar tanelerini yenilebilir kıvama sokmak için mutfağa gittiğimde ona '' merhabaaa sen ne güzel şeysin öyle '' dedim diye miydi bütün bunlar...Şu konuda anlaşalım mutfakta gayet iyiyim ama pastahaneden aldığım tiramisuyu ben yaptım diye birilerine kakalamış olabilir ama küçük bir şakayı neden büyütüyoruz değil mi? saçlarımı  kaka rengine boyayan kuaföre ''daha güzel yapamazdın harikasın ! '' diyip arkasından saydırdığım içindi her şey biliyorum ...''hiç kötü alışkanlığım yok ne tatlı bişeyim ben '' dediğim gün yüzündendi ya da ...
   Kitaplarıma sarılıp merhaba sizi çok özlemişim diyip onlarla öpüşüp koklaştıkdan sonra olayı tatlıya bağladık neyse ki ... artık birbirimizi hiç bırakmamaya karar verdik ...
  . koli bandıyla  on milyon kere sarıp sarmalayıp '' haydiii benim anılarım depreşti dur şunu bi açim bakim neler yazmışım ben  '' dediğim bir kutu ... içinde sayfalarca yazılmış günlükler var ki bana göre az ...şu an şiddetli bir sinir onları bana param parça yaptırabilir ama asla attıramaz ... küçükken yazıp yazıp atıyodum o zaman ki mantığım şimdikinden daha güzeldi  bence ... şimdi saklıyorum da noluyo ... insanlar dün ne yediğini hatırlamıyor , tek bir cümle yüzünden ben on altı yaşıma geri dönmek zorunda kalıyorum .. bazen çok güzel oluyoken bazen gözlerini doldurabiliyor ... yaşanan hiç bir şeyi hiç bir ayrıntıyı unutmak istemiyorum derken  bir taraftan da canımın acıdığını farkettiğim her andan bir an önce kurtulup yarına geçmek istiyorum ...





 


13 Eylül 2013 Cuma

Ben bu oyunu fazla ciddiye almışım







İçimden geçenlere inandım bu güne kadar ''hissetmek '' diye soyut bir duyunun somut bir varlığı tanımladığını sandım ... sizin burnun dikine giden insan diye tabir ettiğiniz kişi aslında hissettiklerinin peşinden gidiyor olabilir ya da fazla hayalperesttir bazen bu dünyaya ait olmadığını düşünüyor olabilir  yıldızların dilekleri bir yerlere ilettiğini düşünüyordur ve öyle içten istiyordur o küçükken en az bir gece bulutların üstünde rüya görmüştür ... en sevdiği mevsim ya ilkbahardır ya da sonbahardır ne yaz ne de kış ... ve o kim ne der kim ne düşünür demeden yaşamıştır ...hayatının her anını yazmak zorunda hissine kapıldığı gün belki de birini kaybetmiştir ...bunu kimse bilemez hiç kimse ... her insanın kendine sakladığı günler vardır kimsenin bilemeyeceği bunlar mutlu anlar olmaz genelde..insanlar mutluluğu yaşamayı sever anlatmayı sever ama kırılma noktalarını kimse ne anlatmayı ne de dinlemeyi sever ... insanlara zayıf noktalarınızı anlatmayın yoksa bunu kullanırlar ...  bu bir kuraldı benim hayatımda aylar öncesine kadar ağlamak acizlik değildir ta ki birinin yanında uyurken sessiz ağlayana kadar ...tek kelime konuşasın kalmaz sonrasında en güzeli susmak anlatmak için dinleyecek biri gerekir genelde yargılayacak değil sorgulayacak değil ... zaman yanımızdan geçerken öyle umarsızca ...bizden bir alıp gittiğini görüp hiç bir şey yapamayız bazen ...zaman geri dönüp arkasına bakmaz ve sana da öğretmeye çalıştığı şey aslında budur ...
  ''hayatta hep mutlu olacak sebepler bul ''
  ''zayıf noktalarını asla insanlara gösterme çünkü bir gün gelir bunu kullanırlar'
  ve tabi ki ''gecenin en zifiri olduğu an güne en yakın olanıdır '' bunlar hayatınızın dönüm noktası olabilir öyle bir an yaşıyorsanız ...
  her şey bu kadar düzgünken nasıl bu kadar karmaşık olabilir diye düşünür insan ... kalbimin sesini dinledim hiç düşünmeden...o yüzden hiç şüphe etmedim çünkü o yalan söylemez ...böyle dedim hep haklı çıkacağımı bilerek hareket ettim ...ve yaşadığım hiç bir şeyden pişman olmayacağıma dair kendime söz vereli yıllar oldu ...her şey bir deneyimdi bana göre ..
   ve her şey bir oyundu ... ama ben bu oyunu fazla ciddiye almışım ...aldığım nefesin farkına varamadığım gün anladım ...huzurla uyumak ve huzurlu uyanmak günün geri kalanı beni hiç ilgilendirmezmiş gibi ...neden bu kadar büyüttüm ki sanki ...
  bir şarkı var bana artık hiç bir şey hissettirmeyen ...en sevdiğim her şeyden uzaklaşıyorum bazen ... uzak bir yere daha yakınım  şimdi... 



  

22 Ağustos 2013 Perşembe

Yazamıyorum ...nefes alamamak gibi  bir şey bu ... kaç gündür yazıp yazıp sildim ve şu an anlatabildiğim tek şey yazamıyor olmam ... sildiklerim değil ...neydi bana eskiden öyle hevesli yazdıran 

6 Temmuz 2013 Cumartesi

'' küçük prens ''



"Geceleri gökyüzüne baktığında, yıldızlardan birinde benim yaşadığımı ve orada gülüyor olduğumu bileceksin. Bu yüzden sana sanki bütün yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek. Bütün dünyada yalnızca senin gülen yıldızların olacak.
Ve üzüntün geçtiğinde -çünkü zaman bütün acıları iyileştirir- beni tanıdığına memnun olacaksın. Daima benim dostum olarak kalacaksın. Benimle birlikte gülmek isteyeceksin. Be zaman zaman, sadece bunun için gidip pencereyi açacaksın… Gökyüzüne bakarken güldüğünü gören arkadaşların buna çok şaşıracaklar. Sen de onlara: “Ah, evet, yıldızlar beni hep güldürürler.” diyeceksin. Onlar da senin deli olduğunu düşünecekler. Görüyorsun, sana ne kadar kötü bir oyun oynadım…"




10 Şubat 2013 Pazar

Sorma hiç bir şey !


  ''  Doğru ya da yanlış yaşadıklarımın verdiği buruk tecrübelerle daha mesafeli olmayı öğreniyorum  belki de korkak.. ''
     Yazamıyorum artık ! kendi kendimi mutlu edecek sebepler bulamıyorum  ...
Ben kendimi bulamıyorum ki aklımı nerede unuttum hangi  sokak arasında bıraktım  sakladım bilmiyorum ..sakladıysam unutalım zaten hiç bir zaman bulamayacak gibi saklarım  ... 
Beni ben yapan her şeyi aldılar sanki benden ... 
Güçlü görünme çabama ne oldu ... 
cümle kurmakta zorlanıyorum resmen ..bu ben değilim sanki ... ve artık susuyorum inanabiliyor musunuz en alakasız konularda bile konuşan ben, hiç bir fikri olmadığı halde çok bilmişlik yapan ben susuyorum ... iyi bir şey mi ? sen ne diyorsun ya ölüm gibi bir şey ... sessiz konuşuyorum ben bu aralar ...
sanki söylediklerimi kimse duymasın der gibi kendi kendime mırıldanıyorum ... 
ya tam delirdim ya da cidden tam delirdim  ...telefonlara cevap veresim gelmiyor açmıyorum aramıyorum da insanları  artık vakti gelmişti zaten ...  bugüne kadar da kendi kendime iyi geldim hep şimdi de her şeyin üstesinden gelebilirim diye düşünüyorum  ... belki de olması gereken bu..mutluluğun dozunu fazla kaçırmış olabilirim ... bir  şeyler mi bekliyorum bir şeylerden mi korkuyorum bilmiyorum ... bu düzensizliğin içinde ölüp gitmesek iyi ... 
 elimde yüzlerce yazı var düzenlenmeyi bekleyen onlar benim küçüklük hayallerim kahramanlarımı teker teker ilk bölümde bitiriyorum ... olmadı diyorum yeniden yazıyorum ... kalmadı ben de mutlu son .. tükenen her şeyi geri istiyorum benim hayatımda sahte hiç bir şeye yer kalmadı artık çocuk değiliz ... oturup hala çizgifilm izleyebilirim hala pamuk helva görünce sevgilimden isteyebilirim ve bunun gibi çok şey yapabilirim ama çocuk değiliz...İnsanları anlayamıyorum ben de pes ettim ne haliniz varsa görün dedim ... her şey o kadar basit geliyor ki benim için değerli olan her şeyi söküp alıyorum onların içinden ... anlatamıyorum şu an  içinde bulunduğum o saçma hali ... yine kimseyi dinlemedim bildiğimi yaptım ben ...böyle olacağımı bilseydim.... bilmiyorum ... ben kendimi kaybediyorum ...içimde böyle tarif edilemez bir acı var ... ben kendimi geri istiyorum gülümseyerek yazdığım yazılarımı ... saçma sırıtışlarımı ...ben her şeyi geri istiyorum bana ait olan her şeyi ....

4 Şubat 2013 Pazartesi

Gidiyorum



Ben gidiyorum ya bir valizin içine kendimi tıkıştırıp buruşturup atıp gidiyorum ...
Sinirlendiğim her şeyi yakıp yıkıp mutluluktan öle öle gidiyorum ... 
Bu şişenin içine kıvrılıp yazılan kağıt gibi anlamlı ..
Kendimi denize bırakıp gidiyorum ben
Bu sigara dumanın hava da yok olup gitmesi gibi gidiyorum 
Tüm kapıları kapatım ışıkları söndürüp gidiyorum ...
Eskilerden bir şarkıyla dudaklarımı boyayıp gidiyorum ...
Kitabımın  arasına bir damla sen kondurup bir parça çilekli çikolata tadımlık dümyamdan gidiyorum ...
Bir pianonun en ince sesi gibi en tiz en duyulası...
Bir şemsiyenin sanki son yağmur damlası...
Bir kahvenin son yudumu gibi ...
ve bir kitabın önsözü gibi gidiyorum 
okunması en umursanmaz cümle gibi sessizce bekliyorum ...

yazabilirimbucümleleredevamedebilirimamaşimdisusmakistiyorumbirazdinlenmek...
  

Olmamış bu

Buyrun işte evde tek başına ! neleri kessem de hangisine eklesem ne çizsem de ne diksem hangi kitabın bilmem kaçıncı cümlesini okuyup da bunu neden ben düşünüp yazmadım diye hangi tür bir bunalıma girsem...gibi cümleler cümleler ...Ben şunu farkettim oturunca yoruluyorum iyice şımardım bu ne rahatlık bu ne durgunluk hayat enerjim gitti bitti resmen ... hiç yakıştıramıyorum kendime.. gülesim geliyo  beni görünce   geldiğine o da pişman oluyor ...yani durum vahim ...dans gecelerine gidip mükemmel dans ediyormuş edasıyla ortalıkta salına salına gezmiyorum ötesi var mı ... yok yok iyi değilim bana bir şey olmuş kendime gelmem gerek benim yapacak çok işim varken böyle rahatlık olmaz ... sınavlar bitsin yaparım dediğim her şey şimdi dağ gibi karşımda yığıldı oturuyor bir kalabalık suratıma bakıyorlar boş boş ...o değil etkinliksizlikten oturdum örgü örüyorum ya ben daha 45 yaşıma bile gelmedim ki ... peşimde bıdır bıdır gezen kızım bile yok ne örgüsü   örüyosun ...kendime eğlenebilceğim iş bulmam gerek ... sıkıldığım o kafeyi bile özlemiş olabilirim şu an ... ama hak verin ki kolay değildi kaç kişi 12 saat kadarcık çalıştığı işten benim kadar keyif alabilirdi ki doğrusu tek sorun işe gitmek için  katettiğim yol  bile olabilirdi ... bir de ben değişik şeyler yapmak istiyorum bana bir şeyler katsın ilerde işime yarasın ...öğrenim yani bir şeyler ... bu şehirde her yer uzak ama ... yani bir yere gidince yarın tekrar gitmeye yorulcağıma orda kalim ben madem ...çok fena alışmışım yazdığım şeyleri yapıp yanina evet yaptım gibi anlamlı bir işaret koymaya ... bu yüzden olmuyor sürekli kafamda tasarlıyorum olmuyo ... yarın şunu yapıcaksın ! anladın mı aptal şey yap onu ... kendime emir cümleleri kurduğum için gayet şizofrence kendimden özür diliyorum yapar mısından anlamayan benliğimden ...

buşehirdendesıkıldım!

2 Şubat 2013 Cumartesi

P.S.


     












Seni sevmeyi mi bekliyordum ben

seni mi bekliyordum ...yarın olsun da uyanim ben demiştim sanki... muhtemelen bundan öncesi rüyaydı bitse de kalksam diye beklediğim......uyandırdın işte  gülümseyerek ...hayal ettiğim gibi    her gecenin gününe gülerek uyanıyorum ..artık daha çok yakışıyor bana gülmek .
   ama ben hala yıldızların üstünde tek ayak üstünde durmak istiyorum geceleri gökyzünde bisiklet sürmek ...arada bulutların üstünde uyumak istiyorum..parmak uçlarımla denize dokunmak  istiyorum  ... hala inanıyorum şekerli şeyler yediğimde çok tatlı olduğuma. .o yüzden senin yanına  elim yüzüm çikolata bulaşmış geliyorum  ..ve artık en sevdiğim çiçekli hayallerim bile  var ...bitmeyen bir tutkuyla bağlıyım hala sevdiğim her şeye ...bir de sen eklendin şimdi bana ...



seniseviyorumçünküseniseviyorumsendebiliyorsunkibirini
sevmeniçinelletutulurbirsebepbulamıyorsanonugerçekten
seviyorsundemektiryaniçünküsüsadeceseniseviyorum

Çiçek gibi bir ay olsun diye

Yağmur yağıyor diye açtım camları,  Soğuk diye çıktım dışarı Bir bardak çay, yanında bir tutam çiçek , çayıma da bir dilim limo...