29 Ağustos 2011 Pazartesi

Aşk Tesadüfleri Sever

hiçbir neden yokken,
ya da biz bilmezken tepemiz atmış
ve konuşmuşuzdur...
onca neden varken
ve tam sırası gelmişken
hiçbirşey yapmamış
ve susmuşuzdur...
aynı anda aynı sessiz geceye doğru
içim sıkılıyor demişizdir
aynı sabaha uyanırken
kimbilir
aynı düşü görmüşüzdür
olamaz mı?
olabilir. 

onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında

belki benim kağıt param,
bir şekilde, döne dolaşa
senin cebine girmiştir
belki aynı posta kutusuna,
değişik zamanlarda da olsa,
birkaç mektup atmışızdır
ayın karpuz dilimi gibi
batışını izlemişizdir deniz kıyısında
aynı köşeye oturmuşuzdur köhnede
belki de birkaç gün arayla
olamaz mı?
olabilir.

onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında.

bostancı dolmuş kuyruğunda
sen başta ben en sonda
öylece beklemişizdir...
sabah 7:30 vapuruna
sen koşa koşa yetişirken,
ben yürüdüğümden kaçırmışımdır
aynı anda başka insanlara,
seni seviyorum demişizdir....
mutlak güven duygusuyla,
başımızı başka omuzlara dayamışızdır
olamaz mı?
olabilir.

onca yıl sen burada
onca yıl ben burada
yollarımız hiç kesişmemiş
şu eylül akşamı dışında

Sigaramın dumanı da dumanı

 Pencerede oturmuşum, oturmuş,
Türküler tutturmuşum, tutturmuş
Şu garip baş bir yerlere vurulmaz
Gurbet ellerde gayrı durulmaz.

Sigaramın dumanı da dumanı
Yoktur aman şu yarimin imanı
Sigaramın dumanı da dumanı
Yoktur aman şu yarimin imanı
Bağrı yanık dostlara da merhaba
Boynu bükük eşlere de merhaba
Pencerede oturmuşum oturmuş,
Türküler tutturmuşum, tutturmuş
Kaç yıl oldu söz verip de gideli
Tükendi bitti ömrüm çileli
Kıvrılsa da tütünümün dumanı 
Elimdedir şu aklımın dümeni
Bak buraya ey zalimin adamı
Vardır elbet her şeyin bir zamanı
                                                      

Bence okumayın çok sıkıcı ...yazarkenki tüm suratsızlığımı yansıtmış olabilirim

Hiç eğlenceli şeyler yazamıyorum bu aralar ...o yüzden kendi yazdıklarımı bir daha okumamayı tercih ediyorum ..yazmaya ilk başladığım zamanlarda da yazdıklarımı okumazdım bir daha o yüzden yazdığım hiç bir şeyi ezbere bilmiyorum ...Zaten  moralim bozukken ağrıyan mideme rağmen güzel şeyler yazmak çok zor olurdu herhalde... yine de her şeye rağmen gülmeyi başarabilen ben her yeri kurcalıyorum ama hiç bir şey bulamıyorum kendime gülebilmek için ...hepsini dibine kadar tüketmişim ..bitirmişim ....Sıkıldığımda assolist edasıyla şarkı söyleyip eğlenirdim ...sonrada kendi sesimden kendim yorulur susardım...Bir günü bir geceyi bir şarkıyla bitirebilirim ...hiç dinlememiş edasıyla aynı tonda ona eşlik edebilirim...Hiç gündüzünü görmediğim gecelere uyanmışımdır bazen ...Bayılırım ben külahta dondurmaya ...sesim kısılmış ölüyorum öksürmekten nefes alamıyorum ama hala elimde dondurmam geziyorum sonra tekrar alıyorum ve sonra tekrar ...her seferinde ayrı bir sevinç yani ben bununla bile mutlu oluyorum ...zor mu görünüyorum.. düşününce ne kadar da kolay bir insanım ...Ne bilim öyle işte aslında anlatacak çok şey var da lafı dolandırıyorum dökülürüm muhtemelen yakında ...

28 Ağustos 2011 Pazar

~OLSUN~Vişne çürüğü tadında hayaller de güzeldir



               Kelimeler bir gün biter mi dersiniz...
                 Ben bir gün susar mıyım? 
                   Anlatacak bir şeyim kalmaz belki bir gün 
                     Belki de kelimeleri tüketmiş olurum ....
              
                        Saklambaç oynarım belki bir gün kendimle ..
                     Beni bulmayı unutur musunuz ?
                 Peki ben bir yıldız olsam 
             Hangisi olduğumu bulabilir misiniz?
          Mesela ben  gökkuşağının hangi rengi olurdum dersiniz...
       Tüm renkler mi?
             
       Bu fotoğraf karesinde hangi vasıfla yaşıyoruz ?
          Hangi şehrin masalıyız biz ?
             Hangi masalın  yalanıyız?
  
                  Vişne çürüğü dudaklı bir kızın renginde  benim aşkım
                    Öyle donmuş elleri de gidiyormuş da uzaklara bilmem neymiş de
                      Gitti biliyor musun? gerçekten gitti 
                   Ve yaşamı bir oyundu ...
                Oyuncak oldu ...güle güle kullanın hediyesi olsun ...
            Bir kelebek gibiydi ürkek ve telaşlı...
        Tek bir günlük ömrüne inat yaşamış bir kelebek gibi ...
     Sonun yazılmamış romandı onun ki ...
 Yazılamayan ...

                   
          
    

27 Ağustos 2011 Cumartesi

YAŞA BENİ ...BEN BUGÜN 'SON'SUZUM

Başka bir şehrin sabahında uyandım bugün ...
Başka bir şehrin gecesinde izledim yıldızları ...
Başka sokaklara attım adımlarımı ...
Başka telden çaldım bugün ...
Senin bilmediğin dilden söyledim şarkılarımı ...
Başka bir yorgunluk üstümde ...
Gülümseyen gözlerimde başka bir suskunluk ...
Solmuş dudaklarım ne pembe ne de sen ...
Kum saatinde ki son taneyim ...
Bugünün son saniyesiyim...
Tuttuğun son dileğim...
Son duayım avuçlarında...
Son yağmur damlasıyım sana düşen ...
Son yıldızım sana parlayan ...
Ölümüne aldığın son nefesim ...
Son bir parçayım bul beni ... 
Son gülümsemeyim dudaklarında ...
Son bir günüm..sakla beni..
BUGÜNüm.. yaşa beni SONsuzum...






15 Ağustos 2011 Pazartesi

Sever misin ?

melek kalbimden  papatyalar yollasam sever misin beni
baloncuklar yollasam
içine şeker doldurup tatlı tatlı
ne dersin...
git çok uzaklara...
git ..
ben rüyalarımda uçabiliyorum ki bulutlara bile ...
Gelirim yanına minnacık öperim;
sora da uyandırmam ki seni ...
üstünü de örterim
sonra da...
''Giderim'' diyeceğimi sanıyorsan
pışııııkkk hıh gider miyim hiç
sessiz sessiz izlerim seni ..
ama napim uyurken çok tatlı oluyorsun ...
sıkılırsam sana kurabiye tadında şarkılar söylerim ...
resim çizerim yıldızlardan ...
geceden güneş yapar ısıtırım seni ...


peki  o zaman sever misin?

son durakta inecek var ...

Roman olsun diye yaşıyorum sanki bu hayatı ...yazsam  yepyeni bir tür çıkar ortaya ... ağlasam mı gülsem mi bilemedim ki.. öyle tepkisiz kaldım... hayata bir saat geç kaldım bugün ... saati bekledim gelsin diye ama çoktan geçmişti ...

12 Ağustos 2011 Cuma

Konuşmanın yaramadığı zamanlardayım...

İşte ben bu suskunluğa nefretimi kusarım tüm öfkeme gülücükler ekler siyahları rengarenk boyarım senin ruhun duymaz ..Gözlerinde kaybolurum ...Sen beni boş sokaklarda ararken ben aptal bakışlarımla izlerim seni ve parmak uçlarımda atarım her adımı uyanma diye .Dinlerim sadece .. Konuşmanın yaramadığı zamanlardayım  sayfalardan taşıyorum şimdilerde..

Öyle bir anlığına gelen aklındaki bana öfkem ~

Hep birileri gider ve hep birileri üzülür huyumuz kurusun bayılırız dimi   ardından ağlamaya kimisi ben gidiyorum der kimisi de haber vermeden gider kimisi de kazık çakar hayatına atsan atamazsın satsan satamazsın ... Bulutlardan hayaller kurar  üzerinde uyuruz ... yazdığımız her satıra kilit vurabiliriz böyle de bir yetenek vardır bizde ...Biz gider en olmazı buluruz ...sonra oturur her şarkıda onu ararız ...her film de ona ağlarız eh biz buyuz biz romantik komedi tadında yaşarız aşkı bile ...hep gülecek bir şeyler vardır kıyıda köşede biz kumbaramızda bunları biriktirmeyi severiz ....masal perilerine inanırız saat 12 den sonra her şey eski haline gelicek korkusuyla kapatırız gözlerimizi .... bir gün tam  gülümser ki melek yüzümüz işte o an düğümlenir boğazımıza hıçkırıklar geçmişimiz vizyonda izlenme rekorları kırar biz günümüzün tadını alamazken ....

s----- mavisi

Her şeyin aynı anda çok güzel olmasını bekleyen de kabahat  yok olmaz yani imkansız o iş yaş sen gir bunalıma diye illa bir şey olur fazla  mutlu olmayacaksın  başa bela ... sakın hayatın normal gitmesin tamam mı birden karşına  bir iş çıksın ya da sen kendini daralt diye ara dur fazla yorulmazsın inan zaten hazırda bekliyorlarmış gibi pat diye karşına çıkıverirler.. Bide hani derler ya bir şeyi çok istersen yaparsın  yalan yaeeaa yok öyle bir şey istiyorum işte hadi olsun bakalım gayet de çok istiyorum yok benim daha  öncede başıma geldi..bir şeyin olması gerekir ama olmaz ve ben çileden çıkarım ağlarım zırlarım derken hiç bir şey değişmez ama en güzel yaptığım şey yağmur yağarken dua etmektir o da elbet bir gün kabul olur heralde ...uykusuzlukdan ölürken uyuyamayan bir ben var benden öte tutup kafa göz dalasım geliyor ona ...hele ki bir ben var ınun ağzını burnunu kırasım geliyor ... birini de bağlicam bir sandalyeye önüne de koyucam iktisatmış miktisatmış okusun yedi yirmidört belki o zamn yüz bekler o sınavlardan ama yok o çok çalışkan ki zaten o hep yüzlük kağıt veriyorda hocalar işte tipine bakıyorlar ı ııı bundan bir şey olmaz diyorlar heralde o yüzden hep beklediğinin azıcık altında alıyor yavrucak napsın ... dimi dimi ...şimdi de dertler derya oldu bizimkinde napsam derdine düştü ... ondan yani yoksa yüz kere kafayı gömüm yatardı uykusu olacak da uyumayacak heh hee  ... ....... mavisini görür gibiyim ...

7 Ağustos 2011 Pazar

İSTANBUL ~

İSTANBUL ~ aşksın desem ne dersin hayatsın desem .... özledim seni desem ...beni götürdüğün.. adını bilmediğim odanın manzarasından görüp işte buraya buraya gidelim dediğim o yeri özledim ....kaybolup yanlış sokaklarda seni aramayı özledim ...sesimin yankılandığı boş gecelerde kalmışım ben al beni o gecenin sabahına götür ..getir zamanı geri  İSTANBUL~ takvimlere yaprak ekle ..yüzümdeki gülümsemeye bir yudum daha serp...bir çizgi al yüzümden seni ekle bana seni ekle minicik dediğin kalbime ...İSTANBUL ~ tut ellerimi tut ve bırakma bana şarkılar söyle ...aynı sabaha uyandır beni ya da bırak kalsın başka şehirsem ben ..o şehirde uyuya kalayım sana ...

Masal Olsam ~


Bir varmış bir yokmuş ya hani  masallar ülkesinde bir prenses yaşarmış işte ben o ülkeye gitmek istiyorum   o  masalın en güzel kızı olup o kitapta kaybolmak istiyorum...Herkes kendi hayatının yazarı değil mi sanki ...biz çizmiyor muyuz kendi tablomuzu...İşte ben de bir puzzle ın kaybolan parçası olmak istiyorum ...beni bul istiyorum bul ve birleştir parçaları...Ben görmeyen gözlerine ışık olmak istiyorum duymayan kulaklarına melodi dokunamadığın ellerde ten olmak istiyorum ...ben aslında melek de olmak istiyorum kanatlarım olsa her gece çizgi filmlerdeki gibi uçsam ...uçsam...kaf dağının ardından izlesem seni...küçükken gördüğün rüyaların olsam ...çizdiğin resimler dinlediğin sessizlik olsam ...ıssız bir ada olsam da sen kaybolsan bende...ayna ayna söyle ona desem o da anlatsa dünyamı sana ... küçükken hayalini kurduğum masal perisi olsam ...sihirli bir değneğim olsa da herkese mutluluk dilesem ...her yüze kahkahalarımdan tebessüm versem ..Uyuyan güzel olsam ve sen beni uyandırmaya kıyamasan sonsuza kadar uyusam ..

6 Ağustos 2011 Cumartesi

Oluruna Bırak !

Sıla hep 'OLURUNA BIRAK '  dese olmaz mı ? çok fena her şeyi oluruna bırakasın geliyor ..böyle bir rahatlık bir sakinlik çöküyor üstüme anlatamam nolur şu kadın bana hadi yat artık uyu artık bilgisayara bakmaktan şaşı olacaksın ya da ne bilim kalk ders çalış filan da desin... OFF ilham gerek ben ilham bak çok fena şarkı söylerim ama sesim kısık bu bir işaret sanırım bir süre susmalıyım yanlızken bile kendinden gayet emin bir şekilde yılların sanatçısı gibi şarkı söylerim de şu an ki sese ben bile katlanamıyorum..nerden nerelere geliyorum şu olaydan olaya atlayıp sonra ben ne anlatıyordum ya demelerim yok mu çak ağzına sussun yani ..ama yok sen yine de öyle bişey yapma sonra ters etki yapmasın da ..haydi bakalım hava aydınlanmaya başladı yatma vaktimiz de geliyor yavaş yavaş malum PAZAR haftanın en ballı günü .dozer seslerini duymamak ne güzel olurdu ~bu arada A. uykunun dibine vurdun yine muhtemelen ben uyuduğumda sen uyanık olacaksın  bir yerde muhtemelen görüşürüz ikimizin de uyanık olduğu bir zaman diliminde ..aynı yöne giden iki araç kaç saat sora yanyana gelir problemlerine döndü biri bilmem kaç km hızla gidiyor...

Penthesileia

 Sadece yanında olsun yeter ...yeter sadece sesini duymak sana ....yeter kokusunu hissetmek başka bir tende...
aynı şarkıyı bin defa üst üste dinlersin ya sen ....işte ben o şarkıyı  her dinlediğinde aynı tepkiyi verebilmene aşığım meleğim...hiç dinlememiş gibi...hiç duymamış gibi daha önce ....ve her sabaha gülerek uyanmak ...hiç bir şeye değişilmez ...nedensizce güleriz birbirime bakarız ve güleriz kimi zaman da birbirimizin gözyaşına ağlarız...kıyamayız kimsenin bizi üzmesine ... saatlerce konuşabilmeyi başarabiliriz biz hiç görüşemiyormuşuz hiç birbirimiz göremiyormuş gibi ..hayatı 'İNCİR REÇELİ' modunda yaşamaya bayılırız...yüzümüzün gülmesi için gerek var mıdır fazladan bir sebebe biz küçük şeylerden mutlu olmayı çoktan öğrenebilmişlerdeniz meleğim.....
Biz saniyelere sığdırırız 24 saati sayfalarca anlatırız..Aynı fotoğraf karesine sığabilir aynı sahnede farklı insanları farklı hayatları oynayabliriz ....
Aynı sabaha bizim günaydınlarımız aynı geceye tatlı rüyalarımız ..
neyse sonuç olarak tek suçun beni tanımak bu yüzden sıradaki şarkı sana gelsin Penthesileia .

Çiçek gibi bir ay olsun diye

Yağmur yağıyor diye açtım camları,  Soğuk diye çıktım dışarı Bir bardak çay, yanında bir tutam çiçek , çayıma da bir dilim limo...