1 Mart 2015 Pazar

BIRAK DAĞINIK KALSIN

 


 İnanır mısın bütün derdim tasam yan komşunun kızı ile üst komşunun oğlu bize gelsin de evcilik oynayalımdı .Çarşaflardan çadır yapardık tıkış tepiş içine oturur nefes alcak yer kalmayana kadar oyuncakları doldururduk. Yan odada kıyametler kopsun umrumda mı oyun oynuyoruz burda. Hayata karşı en büyük ciddiyetim buydu oyun oynuyorum rahatsız etmeyin .Hayaller uyku vakti gelene kadar gerçekti sonra her şeyi her zaman mahvettikleri gibi o anı da mahvederdi büyükler . Kendi darmadağınıklıklarına bizi çekmek yerine oyunumuza dahil olmazlardı .
   Ve sonra başlardı anlatmaya annem bizim zamanımızda deden ışıkları kapatırdı uyuyun derdi ben de mum ışığında kitap okurdum .Hey gidi günler hey . Sizdeki imkanlar bizde olsaydı öyle olurdu böyle olurdu dünyayı kurtarırdık ben okusaydım şunu olurdum yan komşunun kızı okusaydı falan olurdu.Vallahi yalan söylüyor bunlar .Galiba biz onların zamanını görmedik diye bütün teyzeler amcalar birleşmiş bizimle kafa buluyorlar , eğleniyorlar filan . O sitemkar cümlelerden soğuk rüzgarlar eserdi suratıma . Biz değerini bilemezmişiz hiç bir şeyin . Sevmem zaten son kullanma tarihi geçmiş cümleleri ...bana şimdiki zamandan  bahset .
   Benim tek derdim tasam ayağımda güç bela uyuttuğum oyuncak bebeğim Nazlıydı. Uğraşır dururdum onunla . Hiç yanımdan ayırmazdım .Geceleri korktuğu için  yanımda yatmasına izin verirdim .
   Yan odadan gelen sesler ,sokaktaki insanların kavgaları , herkes birbirini yesin bitirsin umrumda değildi . Bütün derdim ellerimi bırakıp bisikletimi düşmeden sürebilmekti .
  Özlemiyorum vallahi . Bir gün önceyi verseler bana yine ardından bugünü yaşayacağımı bilirim istemem . Ama garip olan bir şey var yemin ediyorum içime atıp boğulup ölücem .
   Zaten fazla ömrüm kalmadı .En güzel yaşımdayım desek hani öyle diyorlar ya ... En fazla on yıl daya cicim ayı olsun hayatımızın ki olmaz ya , evlenip çoluk çocuğa karışmaya yetmez bile gidişata bakılırsa . En az da hayallerimi gerçekleştirmeme bir iki gün kala filan ölürüm heralde . Yok arkadaşlar öyle benim gibi otu boku en ince ayrıntısına kadar düşünüp her şeyi uçlarda yaşayan her şeyi güzel  yaşamayı seven insanlar fazla yaşamazlar . Daha saymim bence zaten alakasız yerlere geldim yine .
  Yani anlayacağın üstüme gelen duvarların altında ezilmemek için bir şarkı var aklımda onu söylüyorum . Unutuyorum bugünü yarın olunca . Ne büyük yalan dimi . Ama ben mış gibi yapmayı seviyorum.Söylenilecek tüm cümlelere birer öpücük kondurup hadi canım başka kapıya derim sorun değil .
    Ama bir an gelir ki biriken tüm o dağınık kıyafetler dolabın kapağının açılmasıyla üstümüze yıkılır .ve biz eziliriz .Hangisinden başlasak katlamaya bilemeyiz . O zaman da odanın kapısını kapatır çıkarız .En iyisi deriz bırakalım dağınık kalsın .
   Hanginiz bile bile yanlış yola gittiniz . Gerçekten soruyorum . Bağıra bağıra , suratına vuran gerçeklerin yüzünde bıraktığı kızarıklığa aldırmadan gerçek birer oyuncu gibi , güle oynaya o yolu gidip ,sonunda diz çöküp ağlarken kendinizi göre göre hanginiz o yola gittiniz .Cesaret ister . Burnunun direkleri sızlar, sen hala usta oyuncu .
   Şimdi ağır geldi biliyorum .Ben devamını sindiriyorum . Sen de fazla düşünme , bırak dağınık kalsın .
Her şey olması gerektiği gibi evet her şeyin bir nedeni var doğru ama seçimler senin . unutma .

Hiç yorum yok:

Çiçek gibi bir ay olsun diye

Yağmur yağıyor diye açtım camları,  Soğuk diye çıktım dışarı Bir bardak çay, yanında bir tutam çiçek , çayıma da bir dilim limo...